DİĞER
“Nesiller boyunca Kafka’dan esinlenerek yaratılan birçok eser oldu ve olmaya devam edecek. Kafka’nın eserlerinden ilham alınarak yaratılan tüm sanat eserlerinde ortak olan güçlü duygu yazın terminolojisine 'Kafkaesk' olarak geçer. Bu basit bir sıfat değildir, sinsi bir korkuyu ve Kafka’nın savaşını yüklenir.”
“Yeşil Yeni Düzen, yaygın benzetmeye başvuracak olursak 'büyümenin motorunu değiştirmeyi' hedefliyor. Daha temelden bir eleştiri ise, küçülme yazınından geliyor: Küçülmeyi savunan yazarlar, yeşil bir motorla bile olsa büyümenin yine büyüme olacağını ve zaten ekonominin asıl sorununun büyüme bağımlılığı olduğunu belirtiyorlar."
"Jünger pek çok kişinin savunageldiği gibi savaşın uygarlıkta bir sapma, bir araz olduğu görüşüne cepheden karşıydı. Tam aksini vurguluyordu; uygarlık tam da bu savaştır. Yaşamak da ölmek veya öldürülmek demektir."
"Jünger’in modernite üzerine düşünmesinin sonundaki temel ruh halinin, yumuşatılmış ve ironiyle örtülmüş keder olduğunu da söyleyebiliriz. Her şeyi görmüş, bütün bir yüzyılı baştan sona yaşamış birisinin kederi."
"Stirner'in felsefe yapma biçimi ve Hegel eleştirisi daha sonraları bir başka tartışmalı isme, Friedrich Nietzsche’ye ve onun soykütük düşüncesine ilham olmuştur. Newman’a göre, Stirner’den Michel Foucault’ya varan yol da tam olarak bu kütüklerle birbirine bağlanmıştır."
Sürrealizme feminizmi getiren Leonora Carrington'ın metinlerinden Lewis Caroll ile André Breton'a ve sürrealizmin en temel sorusuna bir yolculuk: "Kimim ben?"
Elif Şafak, On Dakika Otuz Sekiz Saniye adlı romanıyla Booker Ödülü’nün kısa listesine kaldı
Ernst Fischer’in Türkçede hak ettiği üzere pek çok baskı yapmış olan Sanatın Gerekliliği kitabının çevirisi dikkat çekecek ölçüde sorunlu...
Okur ve yazar birlikte deniyor; birbirlerine yaslanıyor. Berbat günlerden geçtiğimiz bu zamanda, denemenin sokulganlığının, nezaketinin bir anlamı var...
Edebiyat, Sanat bu çerçevede Bilim ile, Felsefe ile bir tutulamaz: Yalan, yanlış, yalan yanlış, sahtelik bir kapta; doğru, gerçek, sahicilik bir başka kapta durmuyor orada...
Otuz beş yaşına varmadan dünyada tanınan, dilin ve türün sınırlarını zorlayan çağdaş edebiyatçılara ilişkin notlarımızdır
Max Perkins gibi düzeltmenlere ihtiyacımız var... Yazarları bulan, kabul eden, yola sokan, yoldan çıkmalarına izin veren, sîgaya çeken, hırpalayan, ama ne olursa olsun tüm bunları dünyanın yalnızlarına güzel eserler sunabilmek adına yapan düzeltmenlere...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.